O Beşiktaş’ın en enerjik,en zeki golcülerinden biri idi.Serpil Hamdi Hoca’nın elinde olgunlaştıktan sonra A Takım formasını sırtına giydiği andan itiibaren farkını hissettirdi.Rıza-Ziya-Fikret-K.Haluk-Süleyman gibi oyuncularla yepyeni bir sürecin başlangıcında yer alarak efsaneler arasında kendine haklı bir yer edindi.
Rıza Çalımbay ”ben İstanbul’da olsam Fener’ e asla göndertmezdim” diye ısrarla vurgular.Kulüp içindeki bazı işgüzarların ayak oyunlarına gelmişti Feyyaz Uçar.O da zaten kendinden bağımsız gönderildiği Fener’de kalmak istemedi.
Ama Feyyaz Uçar’ın en önemli yönü entellektüel anlamda donanımlı bir figür olmakla birlikte vicdanlı ve etik değerlere sahip bir karakter olmasıdır.
Ahde vefayı da adamı,şalgamı da iyi bilir.Sergen Yalçın da takım arkadaşı idi hatta ona kepçe diye de takılırdı ve fakat Fener’e gittiğinde ben fenerliyim ailem de de fenerli diyen,kumar borcu için mafyaya sığınan,G.Saray Beşiktaş maçında 4 kişiye top atabilecekken geriye doğru dönüp oynayan Sergen’i asla ve asla Beşiktaş’ın kapısından dahi içeri koymaz bundan eminim.Çünkü o Serpil Hamdi Hoca tedrisatını en iyi derecede bitiren futbolculardandır.
Gelelim vicdan mevzuuna Süleyman Seba’ya yazdığı mektubu okurken duygulanmayan,gözleri buğulanmayan insan olabilir mi?Bu ancak koskoca bir yüreğin en saf itirafları ve vicdan ürünü olabilir. Samet ve Rıza Hoca ile birlikte yolun açık olsun,her daim başarı sizinle olsun güzel adam.
Sabri MARAŞ